Kokusu yayılmaya başladıkça herkesin daha da iştahını kabartan ve yemek için sabırsızlandığı tatlı… Helva…
18.07.2019Tan vakti gelmiş, güneşin kızıllığı doğudaki tepelerin ardından yayılmaya başlamıştı. Obanın erkekleri büyük çadırın etrafında ateş başında beklerken, bir tanesinin yerinde duramadan bir o tarafa bir bu tarafa gidip gelişini diğerleri tebessümle izliyordu. Bir çocuğun ağlama sesinin duyulması, diğer herkesin suratında büyük bir mutluluğa dönüştü. Herkes çocuğu dünyaya yeni gözlerini açan adamı kutlamaya başladı. Davullar vurulup herkes eğlenmeye başladığında, obanın hatunları yaktıkları ateşin başında kocaman bir tencerede unu kavurmaya başlamışlardı bile… Kokusu yayılmaya başladıkça herkesin daha da iştahını kabartan ve yemek için sabırsızlandığı, orta asya bozkırında dahi Türklerle özdeşleşen tatlı… Helva…
Araştırma yaparken farkettiğim ve gerçekten hayret ettiğim bir gerçeği sizlerle paylaşmadan edemeceğim. Bizim geleneklerimizde, bir insanın doğumundan ölümüne kadar var olan ilk ve son pişirilen şey “helva”… Yani hayatın başlamasını ve bitmesini simgeler… Ağıtlarımızda, sevinçlerimizde, birilerini anmak istediğimizde, deyimlerimizde kısacası kültürümüzün özüne kadar işlemiş bir tatlıdır helva.
Kısaca tarihçesinden bahsetmek gerekirse, benim edindiğim bilgilere istinaden şunu söyleyebilirim, bir inanışla türeyen helva, eski orta asya Türklerinin dini olan Tengricilik zamanında pişirilmeye başlanmıştır. Bu inanca göre hayat ölümle son bulmaz ve ruhlar öldükten sonrada kainatta kalmaya devam ederler. İşte o zamanlar yer yüzünde yaşayanlar, atalarının ruhlarının dikkatini çekmek için kokulu yemekler pişirirlermiş… Helva da bunlardan birisi… Muhafazası kolay olan ve bozulma süreci uzun olan bu ürün o dönemler temel besin kaynakları arasında tercih edilmiştir. Göçebe türkler gittikleri her yerde, kendi kültürlerinin bir parçası olan helvayı keşfettikleri yeni ürünleri ekleyerek çeşitlendirmişlerdir.
Kültürel yakınlığımız ve ticari etkileşimlerimizin fazla olması sebebiyle o dönem Araplarda helvayı kendi kültürlerine dahil etmişler ve hatta bu tatlıya adını vermişlerdir. Arapça da genel olarak tatlı “hulviyyat” demektir. Zaman içerisinde hulviyyat olmuş size helva… İsmi değişsede anlamı her geçen gün daha da derinleşmiş toplumumuzda. Düğünlerde, sünnetlerde, bayramlarda, hükümdar değişimlerinde dahi helvalar yapılıp dağıtılırmış halka…
Yatsınamaz bir gerçek daha vardır ki, helvanın en farklı çeşitleri Osmanlı imparatorluğu zamanında yapılmıştır. Osmanlı padişahları dünyanın dört bir yanından getirttikleri ballarla, tereyağlarıyla ve şekerlerle helvalar yaptırmış ve hatta saray mutfağında helvahane bölümü kurdurmuşlardır. Bal, Girit’ten, Eflâk’tan, Boğdan’dan getirtilirmiş. Tereyağın büyük bir kısmı Kefe’den, şeker Mısır’dan gelmiş ve bunlardan envai çeşit helva yapılmış. Osmanlı evraklarında rastlanan bazı helvaların adları ise şunlardır:helva-yı hakani, helva-i halkaçini, kepçe helvası, ak helva, bal helvası, şeker helvası, pekmez helvası, helva-yı sabuni, kızıl sabuni, sarı sabuni, gök sabuni, ak sabuni, parmak sabuni, temur hindi sabuni, badem helvası, helva-yı levzine, helva-yı pişmeni, helva-yı kâfi, fıstık helvası, helva-yı müşkife, gaziler helvası, asude helvası, yengen duymasın helvası, reşidiyye helvası, helva-yı güllabiye, özbek helvası, irmik helvası, tel helvası (keten helva), helva-yı ıshâkiye, pirinç unu helvasıdır.
Zaman içerisinde tatlı yapan helvahaneler, Topkapı sarayında bulunan reçetelerde görülmüştür ki 186 farklı ilaç tarifini de yapmaktalarmış. Yani sarayın eczanesi helvahaneler olmuş.
Eminim herkesin helvayla ilgili bir anısı vardır. Ve yine eminim ki bazıları hüzünlüdür… Göz yaşları döken kadınlar, bu dünyadan göçüp giden yakınları için son görevlerini yaparken, küçük çocuklar ne olduğundan habersiz ocak başında helvanın pişmesini beklerler… Helva dünümüzde, bugünümüzde olduğu gibi yarınlarımızda da olmaya devam edecektir.
Sizlere Rize bölgesine ait bir helva tarifi vermeden önce yazıma Evliya Çelebi'nin “Seyahatnamesinden” iki alıntıyla veda ediyorum. Çelebi, bu yazıların helvacı dükkanlarının duvarlarında asılı olduğunu yazmış…
“Tatlı sevmek imandandır”, “Mumin helva gibidir.”
https://www.kisikates.com.tr/tarif/rize-helvasi-755
Ellerinize sağlık...
Göbeklitepe’nin hikayesi.
Aşçılar, padişah erkanının hoşuna gidebilecek yemekleri üretebilmek için birbirleriyle yarış ederek Türk mutfağının zenginleşmesine katkıda bulunmuşlardır.
Geçmişi 10.000 yıl öncesine dayanan Siyez Bulguru...