Dünya’da cenneti gördün mü deseniz evet Uganda’da gördüm derim...
18.11.2017Bulutlar Ülkesi Uganda
Dünya'da cenneti gördün mü deseniz evet Uganda'da gördüm derim... Uzun zamandır gördüğüm en etkileyici coğrafyaydı. Viktorya Gölü, Nil Nehri, ağaçlar, kuşlar, ormanlar, bahçeler hepsi bambaşka güzeldi. Alabildiğine yağmur alabildiğine yeşil... Ekvator üzerine konumlandığı için hava en sıcak 29 derece en soğuk kış gecelerinde ise 18. Gece gündüz süreleri de hep aynı, kısa bir tatilde pek anlamıyorsun ama sanırım uzun kalınca alışılmadık bir durum. THY ile İstanbul'dan önce Cigali'ye (Ruanda) oradan 1 saat beklemeyle Entebbe'ye hareket ettik. Uçak 18:20’de havalandı, biz saat 02:50’de ulaştık. Otele de 04:30 gibi vardık. Biz otel olarak Kampala'da Munyonyo Resort'u seçtik. Hizmet kalitesi bakımından "0" ama manzara bakımından "100" puanlık bir oteldi, belirtmek isterim.
Aşı
Ülkeye gitmek için sarı humma aşısı mecburi ama ne Türkiye’den çıkarken bir kontrol var ne de Uganda'ya girişte. Bir de sıtma ilacı kullanmak da öneri listesinde. Gölden dolayı sinekler meşhur, yanınıza sinek kovucu kozmetiklerden fazlasıyla alın derim.
Geçmiş
İngiliz kâşif Speke 1856 yılında Nil’in kaynağını bulmak için civarda gezerken dev bir göle ulaşır ve göle Kraliçe Viktoria adını verir. Ve Nil’in kaynağının burası olduğunu o tarihte belli eder. Ülke 1894 yılında resmi olarak İngiliz sömürgesi altına girer. 9 Ekim 1962 yılında bağımsızlığını kazanır. Sonra diktatör İdi Âmin dönemi başlar. Her ne kadar İdi Âmin için diktatör, insan yiyen vs. gibi sözler yazılsa da onun bir Müslüman olduğu için bu tür söylemlere maruz kaldığı halk tarafından anlatılmaktadır.
Trafik
İstanbul gelsin de trafik görsün... 5 gün kaldığım Uganda'da toplam 27 saatim trafikte geçti. Neredeyse tek yol olduğu için durum ne yazık ki böyle. Akşam yemeği için saat 20:00’de buluşmak için dağılan ekip tek trafik kazası nedeniyle şehrin diğer yerlerinden restorana gece yarısı ulaştı, o denli trafik yani...
Nil Nehri
İlk kez gördüm baya heyecan vericiydi. Hatta görmenin haricinde 12 km’lik parkurda rafting de yaptık. Kampala'ya 80 km’lik mesafede bulunan rafting için 3,5 saat yol aldık, tabi bir de dönüş yolunu ve otobüslerin eskiliğini de unutmamak gerekir. Rafting için bilmem ama Nil'i görmek için bu yola değer derim.
Nil'in Kaynağı
Viktorya Gölü’nde 20 dakikalık bir yolculukla kaynağa ulaşıyorsunuz. Gölün içindeki kaynayan suyu yer yer görüp bir de kenarda duran tabelada fotoğraf çektiriyorsunuz işlem tamam ;))
Ekvator
Gezinin en heyecanlı duraklarından biri Ekvator çizgisinin olduğu noktaya gitmek. Gerçekten garip bir durum; tartıda 3 kilo civarında eksik geliyorsunuz. Ekvator üzerinde çizgide gözleriniz kapalı düz yürüyemiyorsunuz vs. vs. ama en ilginci yıllar önce Barış Manço'nun yaptığı suyun dönüş testi... Denemek çok eğlenceli, Instagram hesabımda videosu var mutlaka göz atın derim. (Instagram/omurakkor)
Dağ Gorilleri
Vejetaryen bir goril nesil, 1500m - 2000m arası dağlık alanlarda yaşıyorlar. DNA’sı insanla %98 örtüşen bu gorillerin fosilleri 25 milyon yıl öncesine uzanıyor. Nesli tükenmek üzere ve yaklaşık 2000 adet olduğu sanılıyor.
Pigmeler
Asıl olarak Kongo’da yaşayan pigmeler yavaş yavaş ilerleyerek Uganda’ya yerleşmişler. İlerlemelerinin sebepleri, ölülerini ağaçlara bağlayıp oradan uzaklaşmaları... Uganda’da ise orman içinde yaşayan pigmelerin izleri yarım milyon yıl önceye uzanıyor. Soyları hızla tükeniyor. 1996 sayımında onların da nüfusu 2000’in altında... Dağ gorillerinin katlinden sorumlu olarak ormandan sürülmeye başlamışlar. Uganda hükümeti onları artık dağdan alıp şehirlere yerleştiriyor.
Ağaca Tırmanan Aslanlar
Yağmurun ardından kendilerine musallat olan haşere ve sineklerden ağaca çıkan aslan modeli vardır. 2 günlük ilave safari sonucunda görülebilirler.
Medeniyet
Yamyamlar, fakirler, siyahlar, 3. dünya ülkesi falan filanlar ya... Uganda’da insanların nereye kadar taşınacaklarının sınırları belli yani. Uganda’da hayvanların da toprakları var ve oralara insanlar taşınamıyor. Yani dünya sadece insanlar için yaratılmadı ve bunun fazlasıyla farkındalar!
Bu gönderiye henüz yorum yapılmamış.
Bir Afrikalı’nın altınlarını çalabilirsin, toprağını alabilirsin, onu satabilirsin lakin mutluluğunu, gülümsemesini, samimiyetini alamazsın!
İnsan biraz kendini Türkiye’de sanıyor...
İsviçre daha önce içinden geçtiğim ama pek gezmediğim bir ülkeydi.