Kısık Ateş
Blog

Stajyerlikten Mutfak Şefliğine 3

Sarı saçlı, mavi gözlü adamın deli olduğunu düşünerek bir süre içimde dehşet duygusuyla restorandan kaçmak istedim.

Stajyerlikten Mutfak Şefliğine 3
Paylaş
  • 11B
  • 60
  • Kaydet

Sarı saçlı, mavi gözlü adamın deli olduğunu düşünerek bir süre içimde dehşet duygusuyla restorandan kaçmak istedim. Kim ne derse desin üç buçuk aylık bir stajyere mutfak emanet etmek normal bir insanın yapacağı bir şey değildi. Zaten o kişiyi biraz yakından tanıdığınızda sıra dışı biri olduğunu hemen anlıyorsunuz. Ancak yine de daha yeni bıçak kullanmayı öğrenmiş, yeni yeni tava sallayan birine kariyerinizin restoranını emanet etme fikri çılgınca geliyor kulağa.

Ne olacak canım panik yapacak ne var ki ortada? Hepi topu işte mutfak şeysi olup şöyle okkalı bir mutfak kariyeri konuşması yaparım. ”Öhüm öhöm... şey ben bilmem kaç aydır bu işi yapıyorum haa ona göre” ardında da “kimse beni sevmek zorunda değil ama sayacaksınız arkadaş beni” derim, konu kapanır. Al işte şef oldum… Bulaşıkçı Fatma ablaya bunları söylesem ne derdi acaba diye düşündüm de sesli güldüm.

İlk toplantımız; sayımız o gün işe başlayanlarla 9 veya 10 olmalı, tam hatırlayamıyorum. Yeni gelenler kendilerini işe alan kişinin işten ayrıldığını duyunca ilk şoklarını yaşadılar ama yeter mi yetmez ikincisi mutfakta profesyonel mutfak tecrübesi olan insan sayısının 0 olmasıydı. Farkındaydım herkesin yüzünde endişe vardı. Ben de farklı değildim. İhtiyaç duyduğumuz şey güven duygusuydu, bu çok açıktı. Bir savaş düşünün, kendini yanındaki adama doğru gelen bir merminin önüne atmaktan zerre kadar çekinmeyen binlerce insan vardır. Hep merak etmişimdir, bunu bir insana yaptıran güç nedir diye? Asker bir arkadaşıma bunu sorduğumda, sanki çok sıradan bir şeymiş gibi “Eee ne var ki bunda? Aynı şeyi yanımdakinin de benim içinde yapacağına eminim, neden tereddüt edeyim ki?” demişti. Tabi ki bu maneviyatı başka meslekte bulmanız mümkün değil. Ama sanırım kuracağınız ekipte olmazsa olmaz özellik yanındaki her arkadaşı için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak olmalı. Bunu da sağlayacak tek bir duyguya şahit oldum o da “Sevgi”

Seveceksin kardeşim… Yanında çalıştığın adamı, kadını seveceksin… Bir derdi varsa, derdin, bileceksin çünkü yanındaki insanı annenden, babandan, eşinden, çocuğundan fazla göreceksin. O mutsuzken sen mutlu olamazsın. Çünkü mutluluk da mutsuzluk da bulaşıcıdır. Evet, size Zennup 1844’ün 9 aylık mutfak şefi olarak ilk sırrımızı söylüyorum. Biz sevdiğimiz insanlarla sevdiğimiz işi yapıyoruz. Mutfağımızda, ailemizde, mutsuzluğa, kötülüğe yer yok. Yemek yapmayı bilmeseniz de olur. Onu zaten zamanla öğreniyorsunuz ama iyi ve dürüst insan olmak sahip olacağınız en büyük özelliğiniz. Bunu asla aklınızdan çıkarmayın.

4 yaşındaki çocuklara satranç öğretmenin ne denli zor olduğunu, kendimi “Çocuğum bırak o atı kemirmeyi” diye çığrınırken anladım. Sanırım en çaresiz hissettiğim anlardan birisiydi o an. Sonra aklıma bir fikir geldi; Kocaman bir ülkede, siyah giyinmeyi seven bir şah varmış ve ülkesindeki herkesin siyah giyinmesini istermiş. Bu şah ülkesinin en uzaktaki iki ucuna kocaman iki kale yaptırmış. Sonra bu kalelerde yangın çıkmış ve Şah ne yapacağını bilemezken hemen yanında duran Vezir yardım için oraya en hızlı gidebilecek olan atları göndermeyi teklif etmiş. Atlar yangını söndüremediğinden hemen yanlarına filleri göndermişler ve filler uzun hortumlarına su doldurup atların üzerinden kaleye su püskürtüp yangını söndürmüşler. Şahlarının kendilerini kurtardığını gören kaledeki askerler kaleden çıkmışlar ve her zaman şahın ve diğer taşların önünde durup onları koruyacaklarına söz vermişler...

İnandığınız şeyleri kendinize veya çevrenizdekilere sizi dinlemeseler bile defalarca kez
tekrarlarsanız, bir süre sonra inanmaya başlarlar. Bu noktadan sonra önünüzde iki seçenek vardır. Ya aynı şeyleri tekrarlamaya devam edersiniz ve bir süre sonra kendiniz dahil kimse size inanmamaya başlar ya da çalışırsınız, çok çalışırsınız sonra daha çok çalışırsınız, sonra yorulursunuz, bunalırsınız hatta belki karamsarlığa düşersiniz, işte o an inandığınız şeyleri tekrarlar ve çok daha fazla çalışırsınız, ta ki inandığınız şeyler gerçekleşene kadar. İşte bu da ikinci sırrımız…

Yazının diğer serileri:
Stajyerlikten Mutfak Şefliğine 1
Stajyerlikten Mutfak Şefliğine 2
Stajyerlikten Mutfak Şefliğine 4

Alper Tuğrul Ünlütürk
Alper Tuğrul Ünlütürk
Havuş Lokantası - Kurucu Ortağı

Yorumlar (6)

Melisa Altinok
· 15.08.2018

Muhteşem bi yazi olmus lütfen devami gelsin merkla bekliyorum

Uzman Alper Tuğrul Ünlütürk bu yorumu beğendi
Ömür Akkor
· 16.08.2018

????????

Şeyma Bedel
· 16.08.2018

Hem çok çalışmışsınız ama bir yandan da iyi bir şans olarak o mavi gözlü sarışın adam size şahane bir şey sunmuş bu kaçınılmaz güzel tatlar bulmanız dileğiyle.?

Uzman Alper Tuğrul Ünlütürk bu yorumu beğendi

Benzer Yazılar

Murat Aslan
Murat Aslan
Big Chefs Mutfak Koordinatörü
Bir Lokma Hayat

Bir Lokma Hayat

19 Aralık 2017

Yemek gibidir hayat!

14B Görüntüleme
Eyüp Kemal Sevinç
Eyüp Kemal Sevinç
EKS Mutfak - Kurucu Şefi
Turizm Gastronomisinde Eğitimin Önemi

İyi bir şef olmanın ilk adımı, işinde usta şeflerden alınan gastronomi eğitimleri ve öğretilen tekniklerdir.

16B Görüntüleme
Rafet İnce
Rafet İnce
NG Grup Gastronomi Direktörü
Profesyonel Mutfaklarda Kişisel Gelişimin Önemi

Hayal kurmaktan korkmayın. Çünkü hayal gücü insanın en önemli silahıdır!

14B Görüntüleme